Bismillahirrahmanirrahim 

 

Protokolümüzü süsleyen değerli misafirlerimizi ve bu soğuk havada özveriyle alanımızı dolduran siz değerli katılımcıları  değerli liderimiz Sn. Selahattin Özgündüz'ün şahsında selamlıyor ve hoş geldiniz diyorum. 

 

Havanın soğuk olmasından dolayı minikleri üşütmemek adına konuşmamı çok kısa tutmaya çalışacağım. 

 

2006 yılında, dokuz gönüllü ev hanımıyla bir araya gelerek, kurmuş olduğumuz Zehra Ana Yard. ve Day. Derneği olarak Allah'ın  rızası üzere toplumdaki yoksulu yetimi, ihtiyaç sahibini, ‘Mazlumun Dini Sorulmaz' ilkesiyle koruyup kollamaya başladık. 

 

Zehra Ana Derneği'nin gönüllüleri olarak, kapı kapı dolaşıp yardımseverlere ulaşarak; veren el ile alan el arasında güvenilir ve sağlam bir köprü olabilmeyi hedefledik. 

 

 

Toplumdaki her türlü yoksulluk ve yoksunlukla mücadeleyi kendimize amaç edinmişken ,cehalet en büyük düşmanımızdır diyerek eğitim alanındaki her türlü açığı kapatmayı da kendimize görev bildik. 

 

 

Yüzlerce öğrencinin eğitim vb. ihtiyaçlarını karşılamak üzere harekete geçtik. Bu bağlamda biz,  annelik duyarlılığıyla, yaşıtları okula giderken arkalarından mahzunca bakan Türkiye'de yaşayan Azerbaycanlı çocukların eğitim haklarından mahrum kalmalarına kayıtsız kalamayarak, onların eğitim ve öğretim ihtiyacını karşılamak için derneğimiz bünyesinde  Zehra Ana Azerbaycan Okulu'nu faaliyete geçirdik.

 

Liderimizin de öğretisiyle onlara hiçbir şey dayatmadan, Azerbaycanlı öğretmen kadrosu ve kendi müfredatlarıyla 2013 yılından beri, yaklaşık beş yıldır, hizmet vermekteyiz. 

 

Lillah üzere hiçbir dünyevi menfaat gözetmeden çıktığımız bu yolda tek gayemiz, onları sağlıklı ve özgür düşünebilen faydalı bireyler olarak topluma kazandırabilmek ve en önemli hedefimiz, onların eline emeklerinin karşılığında hayatın her alanında gerekli olacak diplomayı verebilmek için okulumuza resmiyet kazandırmaktır. 

 

Ben buradan her iki ülkenin de yetkililerine samimiyetle seslenmek istiyorum ki, bu yavrularımıza gerekli duyarlılığı göstererek sahip çıkalım. 

 

 

 

Sözlerime  bir şairimizin mısralarıyla son vermek istiyorum. 

 

‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, 

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' 

 

20 Yanvar' da azatlık mücadelesinde şehit olan kardeşlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, ruhları şad olsun diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyor, Allah'a emanet ediyorum.